Ergenlikte menopoz tanısı! Bir erken menopoz hikayesi.
Menopoza girmek her kadının endişeyle beklediği bir durum. Peki ya 15 yaşında menopoza girseydiniz?
Bunu yaşayan Amy’nin hikayesine kulak verin.
“Küçükken, anne olmanın geleceğimde kaçınılmaz bir yeri olduğunu sanıyordum. Doğurganlığımın, 15 yaşından itibaren hayatımın büyük bir parçası olacağını nasıl tahmin edebilirdim?
Adetim olmamaya başladı ve yaşım için vücudum çok az gelişmişti. Bunların üzerine doktora başvurduğumda yapılan kan testleri, yumurtalıklarımın hormonlarıma cevap vermediğini ve çalışmayı bıraktığını gösterdi! Prematür ovaryan yetmezlik (POI) denen duruma yakalanmıştım. Erken menopoz nedir? Ayrıntılı bilgi için tıklayın.
POI birçok nedenden dolayı olabilir; benim durumumda, sayısız testten sonra, kesin bir sebep bulunamamıştı, fakat bir noktada yumurtalıklarıma saldıran bir bağışıklık sistemi (otoimmün) hastalık geliştirmiş olabileceğimi söylediler.
Evet, gelecek yıllarda çocuk sahibi olmanın zor olacağını anlamıştım, ama bu teşhisin kapsamını gerçekten özümseyememiştim, o zamanlar çok daha önemli olan sınavlarım vardı. Yıllık endokrinolog randevularımdan sonra, eve döndüğümde, bunun neden başıma geldiğini ve geleceğimde beni nelerin beklediğini merak ederek birkaç gün geçirirdim. Arkadaşlarımdan hiçbirisine söylemedim. Her gün aynı zamanda kontraseptif hap olan hormon ilacımı aldığımda, bunu almamın nedeninin, doğum kontrolü değil de, kendi çocuklarımın asla olamayacağı düşüncesi beni üzüyordu.
Biraz daha zaman geçtiğinde, artık bu konuyla ilgili açık olabilmeyi ve durumumu çevremle paylaşmayı öğrenmiştim. Erkek arkadaşım ona söylediğimde bu durumu hiç büyütmedi, hatta yumurtalıklarımla ilgili espriler yapıyor. Hastalığımla dalga geçebilmek, gerçekten durumla başa çıkmakta yardımcı oldu. Her zaman insanların bana acıyacağını ya da benim için üzüleceğini düşünmüştüm, ama neyse ki, benim için üzülmüş olsalar bile, söylediğim hiç kimse aşırı derecede şok olmadı ya da bana farklı bir şekilde bakmadı.
Doğurganlımı korumak için seçeneklerim açısından, iki doktorun takibi altındayım; doktorlarımdan biri, hormon seviyelerimin teşhisten beri “normal” bir kadınınki gibi olduğundan emin olmakla ilgilenen bir endokrinolog. Daha yakın zamanda ise bir fertilite kliniğine görünmeye başladım. Burada en muhtemel seçeneğimin yumurta bağışı ile tüp bebek olduğunu öğrendim. Çocuğum olsun ya da olmasın, benim için gerçekleşebilecek bir eylem planım olduğunu bilmek, daha önce yüzleştiğim bilinmeyen bir durumdansa, huzura kavuşmamı sağladı.
Bebek sahibi olmak gibi kişisel bir mesele, maalesef birçok insanın katılımı ile tartışmak ve planlamak zorunda kalacağım bir şey. Ancak durumumla ilgili artık çok daha bilinçliyim ve şimdi sağlık ve kemik yoğunluğuma yardımcı olacak D Vitamini ile birlikte daha uygun bir HRT ilacına geçtim. Bu tanı ile uzun süre yaşamak, başkalarının sahip olamadığı bir avantajı oldu: zaman. On iki yıldan fazla bir süredir çocuk sahibi olmak için mücadele edeceğimi biliyordum ve bununla başa çıktım, gebe kalmaya çalışıp, bu süreçte POI olduğunu öğrenen pek çok kişinin aksine.
Asla çocuk sahibi olamayacağımı düşünürdüm ama artık bunun siyah ya da beyaz olmadığını biliyorum. İster yumurta bağışı, ister evlat edinme olsun, istediğim sürece çocuksuz olmak zorunda değilim ve şimdi, bu kadar zamandan sonra, teşhisim kim olduğumun bir parçası haline geldi ve bu yüzden yas tutmuyorum. Dünyada bu duruma sahip olan tek genç olduğumu düşünürdüm, fakat araştırdıkça benim gibi binlerce kişi olduğunu fark ettim. İnsanların hikayemi okumasını istiyorum. Evet her şey mükemmel değil, ancak zamanla kolaylaşıyor ve POI tanınız olsa da, hayat devam ediyor.”
Siz de bizimle hikayenizi paylaşın, yayınlayalım. Hayat erken menopoza rağmen devam ediyor!
Kaynak: https://www.daisynetwork.org.uk/members-message-teenage-diagnosis/